Okul Müdürü mü dediniz? - Gerçek Öğretmen

9.8.18

Okul Müdürü mü dediniz?

Milli Eğitim Bakanlığının 100 günlük programında “profesyonel eğitim yöneticiliği”nden bahsedilmiş olduğu görülmektedir. Detayları henüz açıklanmayan profesyonel eğitim yöneticiliği hakkında bazı haber sitelerinde öğretmenlerin yanında iktisat, işletme ve kamu yönetimi lisans mezunlarının da okul yöneticisi olmasının önü açılacağından bahsedildiği görülmektedir. Yıllardır eğitim temelli bir Bakan’ı dört gözle bekleyen eğitimin paydaşları bu haberlerin doğru olabilme ihtimali karşısında hayal kırıklığı yaşadıkları görülmektedir. Eğitim ile ilgili bu planını, 100 gün gibi kısa bir zamanda işin mevzuat kısmının oluşturulacağı tahmin edilmektedir.

Okulları uzmanlık alanları eğitim olan öğretmenler yerine; bürokratik temelli yöneticilere bırakmak dünyadaki yaşıtlarıyla yarışabilecek bireylerin yetişmesine olanak sağlamayacağı düşünülmektedir. Okul yöneticilerini bilişsel öğrenmenin en alt düzeyi olan bilme düzeyini ölçme amacı taşıyan yazılı ve sözlü sınav ile seçmenin de hiç yerinde bir uygulama olmadığı düşünülmektedir. Bir kurumu etkili yönetmek mevzuatı bilmekten çok analitik düşünme, sorun çözme ve bilimsel süreç becerilerine sahip olmaktan geçmektedir. Bu yönetimde iletişimi etkili olarak kullanmak da gerekmektedir.

Peki, kısa bir sürede eğitim kurumlarındaki yöneticilere bu beceriler nasıl kazandırılacaktır? Bu sorunun kesin bir yanıtı olmadığı aşikârdır. Eğitim kurumlarında müdür görevini yürütenler, MEB ile YÖK arasında imzalanacak bir protokol doğrultusunda “Eğitim Yönetimi Tezsiz Yüksek Lisans” vb. programlarla bulundukları illerdeki üniversiteler aracılığı ile zorunlu eğitime tabii tutulmaları ve eğitim sonunda yazılı bir sınav yerine kendi alanları ile ilgili bilimsel bir dergide yayınlanabilecek özelliklere sahip makale yazmaları sağlanmalıdır. İnternetten kopyala yapıştır mantığı ile sınavlar hazırlamak gibi makaleleri de bu şekilde hazırlayanlar çeşitli intihal programları ile tespit edilebileceklerdir. Bu doğrultuda yapılan eğitim ciddiye alınıp, formalite bir eğitim olmanın ötesine geçilmiş olacağı düşünülmektedir. Mesleki deneyimi itibariyle emeklilik yaşı gelmiş fakat görevleri başında olan yöneticiler ile çağın şartlarına uyum sağlayamayanlar bu durumda ya öğretmenliğe ya da emekliliğe ayrılacaktır. Bu doğrultuda okulları yönetenler bilimsel süreç becerilerine sahip olanlar arasından seçilecektir. Bu bağlamda okullar eğitimi bilen ve kendini geliştirenlere emanet edilecektir.

Daha iyi, etkili ve gerçekçi bir önerisi varsa dinlemeye hazırım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederiz.